Suriye’de yaklaşık 6 yıldan beri sürmekte olan savaş halk kitleleri için göç katliam ve vahşetten başka bir sonuç getirmedi.
Bu çirkin savaşın temel nedeni Suriye petrolü ile İsrail karasularında bulunan zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarının, İsrail, Anglo Amerikan ve Rus emperyalistleri tarafından yağmalanmasıdır. Anglo Amerikan emperyalistleri Suriye üzerinde istedikleri sonucu elde edemeyince bölgede nüfuzunu kullanan diğer güç olan Rus emperyalistleri ile uzlaşmak zorunda kaldılar.
Bir taraftan Rusya destekli Suriye ordusu Batı Guda’ya bomba yağdırırken, öte yandan da Türk ordusu, ‘Özgür Suriye Ordusu denilen canilerle birlikte gerçekleştirdiği kanlı bir operasyon sonrasında, Afrin halkını yerinden sökerek kenti işgal etti ve orada kendine uygun yeni bir düzen kurmaya girişti.
Suriye’de emperyalist güçler tarafından yaratılan bu kaos sırasında Rusya, İran, Irak, Afganistan ve Yemen Suriye devlet güçlerini desteklerken, ABD, İngiltere, Fransa ve diğer Batı Avrupa ülkeleri ile Türkiye Suriye devlet güçlerinin karşısında yer almıştır. Suriye’nin kuzeyinde yaşayan Kürt halkın içindeki silahlı milisler de Suriye devlet güçlerinin yanında yer almışlardır. Kürt milislerin kontrolündeki bölgelerde denetimi eline geçirmek isteyen Suriye devlet güçleri ve Rusya bu bölgede Kürtlere geri adım attırmak için Türkiye ile işbirliği yapmış ve Türk askeri operasyonlarına destek vermiştir.
Öte yandan Kürt milisleri IŞİD’e karşı kullanan ABD de Rusya ile uzlaşma içine girdiğinden Kürt milisleri kullandıktan sonra Türk ordusuna yem etmekte tereddüt etmemiştir. Tüm bu emperyalist hesaplar, pazarlıklar ve askeri manevralar içinde bedel ödeyen kesim mazlum Suriye halkıdır. Milyonlarca Suriyeli göçmen durumuna düşmüş en az 400 bin kişi de bu lanet savaş yüzünden yaşamını yitirmiştir.
Başta Anglo-Amerikan emperyalistleri olmak üzere tüm emperyalistler, Suriye’deki sözde muhalif milislere, katliam çetelerine her türlü silah ve malzeme yardımını durdurmalı ve askeri birliklerini Suriye’den çekmelidir. Türkiye derhal Suriye’deki ordularını geri çekerek bu kanlı saldırı ve işgal harekâtına son vermelidir. Gözünü kırpmadan, insan hayatına zerre kadar değer vermeden savaş macerası içine atılan tüm emperyalist güçler insanlık düşmanı suç işlemektedirler. Savaş katliamdır.
Ezilen ve mazlum halklar açısından bir kez daha görülmüştür ki bir emperyalist güce karşı başka bir emperyalist güce dayanarak kurtuluşa kavuşmak mümkün değildir.
Suriye’nin özgürlüğü de Türkiye’nin özgürlüğü de Türk, Kürt ve Arap halklarının emperyalizme karşı ortak mücadelesi ile sağlanabilir. Başka türlüsü mümkün değildir. Emperyalist güçlerin aşırı kar hırsıyla giriştikleri sonu belirsiz askeri maceralar bölge halkına vahşet, sefalet ve yıkımdan başka hiçbir şey getiremez. ABD, İngiltere ve diğer batılı ülkelerin emekçi halk kitleleriyle birlikte Ortadoğu halkları emperyalizmi yıkmayı hedef alan bir güç birliği içine girmelidir ve er geç girecektir. Aksi takdirde Ortadoğu’da 20. Yüzyılın başından beri süregelen petrol savaşları son bulmayacak, ortadoğu halkları da huzura kavuşamayacaktır.
Afrin savaşını vesile ederek her türlü ifade özgürlüğüne yasaklar koyan, muhalif olan herkesi hapishanelere tıkan Ankara’daki dinci faşist rejim hegemonyası altında bulundurduğu kuzey Kıbrıs’ta da benzer baskıları uygulamaya başlamıştır. ‘reis’in bir emriyle Afrika gazetesine karşı gerçekleştirilen linç girişimine şimdi bir de Newroz kutlamaları esnasında Türkiye’de yasal olarak satılan bir kitabın satılmasını bahane ederek yapılan saldırı eklenmiştir. Afrika’ya linç girişimini seyreden polis Newroz kutlaması esnasında kitap satışının engellenmesine itiraz eden gençleri anında tutuklamıştır.bu olay bir kez daha kuzey Kıbrıs’taki yöneticilerin göstermelik olduğunu, iradenin kuzey Kıbrıs halkında değil Ankara’da olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Kuzey Kıbrıs’ta ‘hükümet edenler’ halkımıza iradenin kendilerinde olduğu yalanını söylemekten vazgeçmeli ve derhal istifa etmelidir!
KSP Merkez Komitesi