Sendikalar Çalışan işçi emekçi ve memurların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözme amacı ile kurulmuş, bağımsız örgütlerdir.Bu anlamda Sendikalar Toplumsal sorunlar çözülmeden üyelerinin ekonomik ve sosyal sorunlarının son bulmayacağını çok iyi biliyorlar. Tüm dünyayı etkisi altına alan Pandemi Mart 2020’den beridir Kıbrıs’ın kuzeyi ve güneyini de etkisi altına almıştır. Bu dönemde ülkede meydana gelen ekonomik daralmanın faturası, her zaman olduğu gibi işçilere ve emekçilere kesilmeye çalışılmaktadır. Bu aslında Sermaye tarafından bakıldığında anlaşılır bir durumdur, ancak çalışan işçi emekçi ve memurların haklarını savunması gereken sendikaların bu dönemde sessiz kalmaları, hatta bazı sendikaların “ülke zor günlerden geçiyor herkes elini taşın altına koymalı” gibi sermaye sınıfının geliştirdiği bu saçma sapan söylemin arkasına sığınmaları emekçiler tarafından anlaşılır olamaz. Mart ayındaki ilk Pandemi dalgası döneminde Güneyde çalışan işçiler işine gidemez oldu, bu işçiler kendileri örgütlenip sorunlarına çare aradılar. Sendikalar laiki ile bu işçilerin yanında durmadı, bu sorunun aslında toplumsal bir sorun olduğunu göremediler.Memurların maaşlarından üç aylık bir kesinti oldu, sendikalar yine sessiz kalarak, Hükümetin bu kararını onayladılar, hatta “hepimiz ayni gemideyiz, o yüzden zorlukları birlikte atlatacağız” diyerek hükümetin ekmeğine yağ sürdüler.İlk Pandemi dalgası herkes için bir “acemilik” dönemi olabilir, herkes alışık olmadığı bir düzende yaşamaya zorlanabilir o yüzden bu yukarda eleştirdiklerimizi yine de geçmişte yapılan hatalar diyerek sineye çekebiliriz.Ancak ilk dalganın üzerinden on bir ay geçmesine rağmen Pandemide ikinci dalganın yaşandığı bu günlerde, Hükümet ve Sermaye işbirliği içerisinde yine çalışan işçi, emekçi ve memurun maaşına göz dikmişlerdir, yapılan düzenlemeler ile hükümet çalışanların maaşlarından kesip sermayenin dağarcığına para aktarmaya hazırlanıyor. Sendikaların bunu görmezden gelmeleri emekçiler için kabul edilebilir bir durum değildir. “Pandemi acemilik” dönemi geçmiştir, cılız bir iki bildiri ile sendikalar üyelerini ve toplumu kandıramazlar, tarihsel deneyimler vardır ve bu deneyimler sendikaların ne yapması gerektiğini çok iyi anlatıyor.Zümresel çıkarlar değil toplumsal çıkarlar, zümresel muhalefet değil toplumsal muhalefet dönemindeyiz ve bu noktada görev Sendika yönetimlerine düşmektedir ve bilinmelidir ki; Toplumsal çıkarlar sermayenin değil, emekçilerin yanında yer alarak savunulabilir!
KSP MK
21.01.2021