TAM BİR KAOS

TAM BİR KAOS
Bu yazıyı paylaş

Kuzey Kıbrıs’ta sömürge rejiminin yöneticileri ülkeyi tam bir kaosa sürüklediler. Covid 19 salgını konusunda alınması gereken önlemleri almadılar. Mart 2020’deki kapanmadan sonra açılım yapılırken yapılması gerekenler neydi?

1. Kıbrıs Cumhuriyeti ile ortak bir çalışma ile tüm Kıbrıs çapında bir kontrol ve yönetim mekanizması oluşturmak,

2. Dışarıdan gelen herkese test, 14 gün karantina ve takip uygulaması,

3. Test, hijyen, maske, mesafe gibi kurallara kesin uyum için ciddi bir denetim.

Bunların hiçbiri gerekli ve ciddi bir biçimde yapılmadı. Tam tersi yapıldı. Pandeminin ortaya çıkmasından beri bir yıl geçmesine rağmen pandemi hastanesi dahil hiçbir altyapı organizasyonu tamamlanmadı. Karantina kuralları ve protokolleri tam olarak uygulanmamaktadır. Kumarhane görünümlü kara para aklama merkezlerinin faaliyetlerini sürdürmeleri uğruna tüm Kıbrıs halkının sağlığı hiçe sayılarak, salgının yayılması pahasına kurallar ve protokoller uygulanmamıştır. Başta atanmış cumhurbaşkanı olmak üzere, kukla hükümet üyeleri kendi yasalarına, kendi koydukları kurallara ve sağlık protokollerine uymamaktadırlar.

Gelinen aşamada şimdi de tekrar kapanma gündeme gelmiştir. Girne ve Lefkoşa’da salgının yayılma hızı kontrolden çıkmıştır. Buna rağmen ne yeterli test yapılabilmekte, ne doktorların ve hemşirelerin de virüse yakalandığı ve yoğunluktan felç olmuş hastanelerde doğru dürüst bir anti-virüs mücadelesi yürütülebilmekte, ne maske, mesafe, hijyen, takip ve karantina kuralları uygulanabilmekte, ne adaya giriş çıkışlar kontrol altına alınabilmekte, ne de salgının merkezi olabilecek kumarhaneler kapatılmaktadır.

Kıbrıs Cumhuriyeti yetkilileri ile hiçbir ortak işbirliğine gitmeyerek, fırsatı bulmuşken, tamamen siyasi bir kararla güneye geçiş kapılarını kapatarak binlerce emekçiyi mağdur etmişlerdir. Aşı konusunda tam bir karmaşa, düzensizlik ve halka saygısızlık hüküm sürmektedir. AB’nin hibe ettiği aşıların alınması konusunda başta atanmış cumhurbaşkanı olmak üzere yetkililerin tavrı ve gelen aşıların teslim alınması esnasındaki gayri-ciddi ve gayri hijyenik uygulama bu rejimin halk sağlığına göstermekte olduğu saygısızlığı ve umursamazlığı açıkça ortaya çıkarmıştır. Güneyde çalışan emekçilerin sorunu aşılama ile basitçe ve hızla çözülebilir. Çalışanların aşılanması gerek kuzey, gerekse güney yönetimlerinin birlikte hareket etmesiyle bir günde tamamlanabilir ve işçiler işlerine gidebilirler. Ancak, sömürge rejimi bunu yapmak yerine, ırkçı ve ayrılıkçı politikaları doğrultusunda işçilerin güneydeki işlerine gidemeyecekleri ve pratikte kapıların kapanması anlamına gelen sözde karantina kurallarını uygulamaya koydular. Sömürge yöneticilerinin bu ırkçı politikaları, onları, ara bölgede gösteri yapan işçilere yemek ve su verilmesini engelleyecek kadar insanlık dışı faşist uygulamalara kadar götürmüştür.

Geçtiğimiz hafta da Sağlık Kurulunun almış olduğu kararlar bizzat kukla hükümet tarafından yasadışı bir biçimde çiğnenmiştir ve uygulanmamıştır. Kuzey Kıbrıs’ta salgın vakalarının artmasının tek sorumlusu TC’nin direktifleri dışında hiç bir şey yapmayan, yapamayan sömürge rejiminin yöneticileridir.

Kara paranın aklanması, TC sermayesinin karanlık işlerinin döndürülebilmesi uğruna tüm yasa ve kuralları ihlal ederek salgının Kuzey Kıbrıs’a gelmesinden ve yayılmasından sorumludurlar. Ancak, rejimin yöneticileri neden oldukları sağlık, sosyal, ekonomik ve eğitimdeki yıkımın yükünü emekçi halkın omuzları üzerine yıkmıştır. Bu da yetmezmiş gibi her gün zam yapmakta ve yeni vergiler ve maaşlardan kesintiler uygulamaktadırlar. Binlerce işçimiz, emekçilerimiz ve küçük esnaf salgınla gelen krizin doğru yönetilememesinden dolayı işlerini, işyerlerini kaybetmişlerdir.

Asgari ücretin sefalet seviyesinin de altına düşürüldüğü bu ortamda gelinen nokta aslında sömürge rejiminin iflas ettiğinin ifadesidir. İçine düşürüldüğümüz bu durumdan tek çıkış yolu örgütlü mücadeledir. Bu bağlamda sendikalarımızın yeterince ses vermemesi de kabul edilemezdir. Kamuda örgütlü işçilerimiz ve emekçilerimiz özel sektör çalışanlarımızla güçlerini birleştirerek güçlü bir irade ve direniş ortaya koymayı başaramazlarsa kibrisin Kuzeyindeki sömürge idaresi bizleri açlığa ve ölüme terk etmeye devam edecektir. Ne salgından ne da açlıktan telef olmak istemiyoruz. Bu iradesiz, kukla düzene teslim olmayacağız!

KSP MK

26 Ocak 2021


Bu yazıyı paylaş

admin

İLGİLİ PAYLAŞIMLAR

Bunu da okuyabilirsiniz x