Kıbrıs sorununu çözmek niyetiyle Anastasiades – Akıncı arasında yürütülen görüşmeler Faşist milliyetçi ELAM partisinin Güneydeki meclise sunduğu “1950 ENOSIS plebisitini Anma Yasası”nın onaylanması nedeniyle çıkmaza girdi.
Kıbrıs Türk Toplumu Lideri ve KKTC cumhurbaşkanı Akıncı, bu karar geri alınmazsa görüşmelere dönmeyeceğini vurgularken ikide bir Kıbrıs Türk toplumunun bu karar karşısında topyekûn tepki gösterdiğini ve toplumsal birlik oluşturduğunu vurgulamaktadır.
Partimiz bu kararın doğrudan doğruya kendisine karşı bir tavır almış değildir. Çünkü biz her türlü şovenist siyasete, şovenist uygulamalara, şovenist eğitime, düşmanlık besleyen tavırlara, dağlardaki provokatif bayrak resmine, tanklı toplu jet uçaklı milli gösterilere topyekûn karşıyız ve bunu her fırsatta dile getiriyoruz. Kıbrıslı Türk şovenistler de bunu fırsat bilerek şovenizmi pompalamaktadırlar.
Güney Kıbrıs meclisinden geçen bu ırkçı ve provokatif yasaya ya oy veren Kıbrıs Çevreciler hareketi(Yeşiller Partisinin) düzenlemiş olduğu bir toplantı için aldığımız daveti Kabul etmiş olmamıza rağmen, Yeşillerin faşist ELAM ile işbirliğini protesto etmek amacıyla söz konusu toplantıya katılmadık. Ancak biz Güneyden gelen şoven milliyetçi seslere karşı Kuzeydeki şoven milliyetçi seslerle sesimizi birleştirmedik!
ELAM’ın sunduğu karar tasarısına karşı tavır adanın güneyinde de kuzeyinde de kimin önceliğinin ne olduğunu ve siyasi durusunu net bir şekilde ortaya çıkarmıştır!
AKEL dışında, Meclis’teki tüm partilerin1950 Enosis referandumunun okullarda kutlanması için aldıkları kararla verdikleri mesajın ne olduğunu ve özellikle de Kıbrıs sorununda içinden geçilen bu kritik aşamada ortaya koydukları bu hareketin Kıbrıs Türk toplumu içerisinde de çözüm istemeyenler tarafından ne şekilde kullanılabileceğini inanıyoruz ki herkes anlamaktadır.
ELAM’ın Meclis’e girmesi ve Enosis referandumunun halen okullarda öğretim müfredatında yer almasının ötesinde, kutlanmasına ilişkin Meclis’te oy çoğunluğuyla alınan bu karar, sadece aşırı sağ hakkında değil, aynı zamanda EOKA-B’ci darbenin ve Türkiye’nin istilasının ardından son verilen Enosis referandumunu kutlama etkinliklerini okullara tekrar getirmeye çalışan Enosisçi – aşırı sağcı ELAM’ın bu kadar kolay bir şekilde kuyruğuna takılan diğer siyasal güçler hakkında da pek çok şeyi apaçık gözler önüne sermektedir.
Bu gelişme her siyasal gücün hangi ideolojik istikamette hareket ettiğini ortaya çıkarmaktadır. Kimin önceliğinin ne olduğunu ve bu öncelikleri gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerini mi yoksa gelecek nesilleri mi düşünerek belirlediklerini de gözler önüne sermektedir.
Kıbrıs halkı olarak, gerek Yunan burjuva milliyetçiliğinin gerekse Türk burjuva milliyetçiliğinin, hele hele geçmişin zaafları akılda tutulursa, üzerimizdeki etkisini hafife almamak gereklidir!
Tüm bunlar ‘anavatanların Kıbrıs’ta İngilizler ve Amerikalılar tarafından teşvik edilen iç işlerimize müdahaleleriyle doğrudan bağlantılı olan olaylardır.
Her türlü uluslararası hukukun ihlali üzerinden yürütülen Kıbrıs görüşmeleri içinden çıkılmaz bir kördüğüme dönüşmüştür. Bu görüşmeler yoluyla Kıbrıs sorununun çözümlenemeyeceği çok acıktır. Yıllardır tekrar edilen şov çerçevesinde Kıbrıs halkına yine aylarca çözüm ve barış ümidi pompalanmış, ama sonunda olmayacak duaya âmin diyemeyecek noktaya geldikleri anda bir bardak suda fırtınalar koparan iki lider şovun ikinci bolumu olan karşılıklı suçlamalar düzenine geçmişlerdir.
KSP olarak her iki lideri de aylardır yürüttükleri başarılı ‘şov’larından dolayı kutlarız!
Kıbrıs halkı, tüm milliyetlerden Kıbrıslı emekçiler bilmelidir ki kendi kaderlerini kendi ellerine almadan, Kıbrıs sorununu yaratanlardan bu sorunu çözmeleri beklentisini bir kenara itmeden, emperyalizme karşı barış ve demokrasi mücadelesi vermeden Kıbrıs sorunu ve dünyadaki daha birçok uluslararası sorun çözülemez!
Mehmet Birinci
KSP Gn. Sekreteri
