15 Temmuz günü Türkiye’de yaşanan başarısız darbe girişimi, gerisinde birçok soru işareti bıraktı.
Darbe girişiminin düzmece bir senaryo olması olasılığı, yanıt aranan soruların başında gelmektedir.
Partimiz yaşanan darbe girişimini düzmece bir senaryo olmadığına inanmaktadır.
Yaşananlar, emperyalist burjuvazinin farklı klikleri ve bunların Türkiye’deki işbirlikçileri arasında derinleşmekte olan çıkar kavgalarıyla doğrudan bağlantılı olaylardır. Bu olaylar geçtiğimiz aylarda başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yer alan bombalı intihar saldırılarıyla da bağlantılıdır.
Gözden kaçırılmaması gereken en önemli olgu şudur; Bu darbe girişimi gerçek bir girişim de olsa, düzmece bir senaryo da olsa, ortaya çok vahim bir sonuç çıkarmıştır. Bu sonuç Türkiye’nin emekçi halkının aleyhine bir sonuçtur. Gelinen aşamada askeri faşist darbecilerin iktidarı yok ama sözde seçimle iktidara gelmiş dinci, gerici bir kliğin sivil faşist diktatoryası söz konusudur.
Darbeci askerlerin dışında, yargıda görevli hâkimlerin ve diğer devlet dairelerinde görevli sivil memurların kitlesel denilebilecek düzeyde ve sorgusuz sualsiz görevden alınmaları ve tutuklanmaları bunun somut bir göstergesidir.
Bu olay burjuva demokrasisinin artık daha ileri gidemeyeceğinin ve temsili demokrasinin iflasının da ilanıdır.
Farklı emperyalist çıkar grupları arasındaki çıkar dalaşmalarının bir sonucu olan bu düzeyde bir darbe girişiminin
ABD ve CIA’nin bilgisi dışında gerçekleşmesi kesinlikle mümkün değildir.
Bu darbe girişimi, Türkiye’nin bir iç meselesi olarak ele alınmamalıdır.
Uluslararası emperyalizmin yaşadığı krizin ve bu krizin uluslararası alanda ve özellikle Ortadoğu’da yaratmış olduğu kaos ve vahşetin bir parçasıdır.
Emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölgede gerçekleştirmeyi hedeflediği planların, kağıt üstündeki gibi gelişmediği görülmektedir. Farklı emperyalist güç odaklarının kendi çıkarları doğrultusunda hareketlenmeleri, Afganistan, Irak, Cezayir, Libya, Mısır ve Suriye’den sonra Türkiye’yi de bir iç savaşın eşiğine getirmiş bulunmaktadır. 15 Temmuz gecesi yaşanan olaylar bunun bir göstergesidir.
Emperyalist sistem tarihinde hiç görülmemiş derinlikte bir iktisadi ve buna bağlı olarak siyasi kriz içine sürüklenmiş durumdadır. Gerçek şu ki emperyalist sistem içerisinde bu krizden kurtulabilmek için akla uygun bir çıkış yolu yoktur.
Emperyalistlerin bu krizden tek çıkış yolu dünyayı kana bulamaktır. Savaş, katliam, göç ve her türlü vahşet! İşte emperyalizmin krizlerden çıkış için önümüze sürdüğü formül budur.
Şimdilerde yaşananlar, daha henüz buzdağının ucudur. Çok daha büyük boyutlu felaketler sıradadır!
Tüm bunlara karşılık, krizden gerçek çıkış yolu emperyalist dünya düzenini yıkmaktır.
Bu görev uluslararası proletaryanın omuzlarındadır.
Emperyalist tekellere ve onların hizmetindeki resmi ve sivil silahlı güçlere karşı işçi sınıfının daha fazla zaman kaybetmeden güç birliğine gitmesi şarttır.
İşçi sendikaları, demokratik kitle örgütleri ve tüm demokratik kurum ve kuruluşlar anti-emperyalist bilinci geliştirmek ve kitleleri uyarmak için derhal iş başı yapmalıdır.
Emperyalizme karşı birleşik cepheler hem yurdumuzda hem de başta komşu ülkelerimiz olmak üzere tüm Dünya’da oluşturulmalı ve emperyalizme karşı direniş örgütlenmelidir.
Dünyamızı bekleyen kan ve vahşetin önüne geçebilecek tek güç uluslararası işçi sınıfıdır!
Kıbrıs sosyalist Partisi olarak gerek Kıbrısımız’ın Kuzeyi ve Güneyindeki ve gerekse Türkiye’deki tüm ilerici devrimci parti, örgüt ve sendikalara çağrımızdır;
“Yoldaşlar, gün emperyalizme karşı güçlerimizi birleştirme günüdür. Bugün farklı emperyalistler arasında süregelen dalaşmaların sonucunda emperyalist vahşet makinesi bizleri, işçi ve emekçileri daha da ezmeye, haksız savaşlarda birbirimize kırdırmaya yönelecektir. Bu gerçeği halen Afganistan’da Irak’ta, Suriye’de ve Dünyamızın birçok bölgesinde yaşamaktayız. Bu vahşeti önlemek ancak emperyalizme ve faşizme karşı birlikte mücadelemizle mümkündür.
Sokağa inmesi gerekenler yobaz ve faşistler değil ülkelerin tüm çarklarını döndüren işçiler, emekçiler olmalıdır.
Ancak kitlelerin sokakta etkili olabilmesi bizlerin örgütlü olmamıza bağlıdır. Örgütlülüğümüz gücümüzdür.
Örgütlü işçi sınıfı önünde durabilecek hiçbir faşist, emperyalist güç yoktur.”
Kahrolsun Faşizm!
Kahrolsun Emperyalizm!
Yaşasın Tüm Dünya İşçilerinin Birliği!
Yaşasın Anti-Emperyalist Birleşik Cephe!
Tüm Ülkelerin İşçileri ve Ezilen Halklar Birleşin!
Kıbrıs Sosyalist Partisi
Merkez Komitesi