“BİR EMPERYALİST SİYASET + …” Yazısı referansı

Bu yazıyı paylaş

“BİR EMPERYALİST SİYASET +  BİR ANTİ EMPERYALİST SİYASET İKİ ANTİ EMPERYALİST SİYASET YAPMAZ!”  Ağustos 2022 tarihli eleştirel yazıyı daha iyi anlamak için sözü geçen “Ortak Deklerasyon” sanal gruptaki tartışma metinlerinin tümünü burada yayınlıyoruz.

[1:06 pm, 27/05/2022] ….. DKB: Değerli örgüt yöneticileri, ülkemiz üzerinde devam etmekte olan işgal ve bölünmüşlüğe, ülke ve bölge halkları arasında yaratılmaya çalışılan kutuplaşmaya karşı öncelikle Kıbrıs’ın kuzeyindeki ve Türkiye’deki ilerici örgütlerin imzasını sunulmak üzere ortak bir deklarasyon taslağını ekte sizlere sunuyoruz.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki örgütler olarak ortaklaştıktan sonra bu metni Türkiye’deki yapılara da ulaştırıp imza koymalarını talep etmek, ardından bu ortak deklarasyonu kamu oyu ile paylaşmayı öneriyoruz. Bir sonraki aşamada bu metne güneydeki ve Yunanistan ile İngiltere’deki örgütlerin de imza koyması için çağrı yapılabilir.

Metin ile ilgili görüşlerinizi 1 Haziran tarihine kadar bekliyoruz. İyi çalışmalar.

Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de hakim olan, olmaya çalışan emperyalist ülkeler yüz yıllardır Kıbrıs halklarını sömürüye ve zora dayalı bir şekilde bölmekte, bağımsızlığını ayaklar altına alarak kendi hakimiyetlerini sürdürmeye çalışmaktadır.

Kıbrıs adası tarih boyunca doğu Akdeniz’de sahip olduğu stratejik önemi dolayısı ile ve özellikle son yarım yüzyılda her geçen gün daha da açık bir şekilde ortaya çıkan bölgedeki yeraltı kaynakları nedeniyle, dünya üzerindeki egemen güçlerin kontrol altında tutmaya ve kendi hegemonyalarını kurmaya çalıştıkları bir konumdadır.

Dünya emperyalist sisteminde güç sahibi olan ülkeler ve Kıbrıs adasının bulunduğu bölgede hakimiyet kurmayı kendi çıkarına gören güçler, Kıbrıs üzerinde çeşitli yollarla etkinlik sahibi olmaya çalışmaktadırlar.

İşte bu nedenle 1960 yılında Anglo-Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda oluşturulan Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmaları ile ülkenin bağımsızlığı NATO üyesi İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın  ayakları altına alınmış ve ardından 1974 yılında NATO planlarına bağlı şekilde önce faşist Yunan darbesi ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin adanın kuzeyini işgali ile birlikte kısmi de olsa var olan bağımsızlığı tamamen ortadan kaldırılıp, kana bulanmış ve bölünmüştür.

1974 sonrası Kıbrıs’ın kuzeyini işgal eden TC devletinin sömürgeci politikaları, gerici AKP-MHP iktidarı ile daha da yoğunlaşmış ve ilhak noktasına varmış durumdadır. Son olarak ortaya çıkan “protokol metni” bunun vardığı boyutu gözler önüne sermektedir.

Kıbrıs sorununu yabancı ülkelerin emperyalist çıkarlarına göre değil, öncelikle Kıbrıs halklarının ve diğer bölge halklarının ortak çıkarlarını dikkate alarak çözülmelidir.

Kıbrıs üzerindeki tüm yabancı askeri üsler kapatılmalı, ordular geri çekilmelidir. Adanın güneyindeki Yunanistan etkisi dağıtılmalı, kuzeyindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin işgali sona erdirilmeli, siyasi, ekonomik, kültürel tahakkümü son bulmalıdır.

Kıbrıs halklarının ve başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere diğer bölge halklarının çıkarları ortaktır, onları ezen, sömüren ve bir birine düşmanlaştırmaya çalışan halk karşıtı iktidarlar ise ortak düşmanlarıdır.

Ülke ve bölge halklarının birliğinden ve dayanışmasından korkan ve halk düşmanı çıkarlarını sürdürmeye çalışan gerici iktidarlar Kıbrıs ve diğer bölge halklarını karşı karşıya getirmeye, kendi gerici düzenlerini korumaya çalışmaktadırlar.

Kendi ülkemizdeki gerici iktidarlara karşı mücadele eden ve halkların kendi kendini yönettiği, demokratik bir düzen için mücadele eden bizler bu gerici planlara karşı birlikte duracağız. Gerici iktidarların kirli oyunlarına karşı bölge halklarının ortak mücadelesini kuracak ve halklar arası dayanışma ve birliğe dayalı yeni bir düzen yaratacağız.

Yaşasın Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve diğer bölge ülke halklarının birliği, kardeşliği, ortak mücadelesi!

Kahrolsun halkların düşmanı gerici iktidarlar!

[4:07 pm, 27/05/2022] Murat Kanatlı YKP: YKP Parti Meclisi grubuna attım, bir iki güne cevap yazarız, metinde çok ciddi bir sorun yok, genel eylem şeklinde tamamız, Sol Parti gibi partilelerle iletişim için de sorumluluk almaya hazırız

[4:15 pm, 27/05/2022] ….. DKB: Ortaklastiktan sonra herkesin iletişim kurabileceği tüm yapilarla temas kurma konusunda bir görev dağılımı yaparık.

[10:03 pm, 27/05/2022] ….. TDP: Kusura bakmayin bu kadar geciktigimiz icin cevap yazmaya

[10:03 pm, 27/05/2022] ….. TDP: bize de 1-2 gun @….. DKB

[7:10 am, 30/05/2022] … KSP: Günaydın arkadaşlar. Biz de 1-2 gün içinde kararımızı bildiririz.

[1:29 pm, 30/05/2022] … YKP: YKP olarak biz tamamı

[1:29 pm, 30/05/2022] … YKP: tamamız

[9:32 pm, 30/05/2022] … KSP: DKB’nin önerisine partimizin destek vermesi kararlaştırıldı. Bu çağrı doğru bir esasa dayanmasına rağmen, sunulan bildirinin geliştirilmeye ihtiyacı olduğu belirlendi. Partimiz böyle bir pratiği destekliyor. Ancak ortaya konan bildiri taslağının birlikte  geliştirilmesini öneriyor.

[9:58 am, 01/06/2022] ….. TDP: Degerli DKP temsilcileri. Oncelikle bu oadar geciktigimiz icin cok ozur dilerim. Tdp olarak bu gecikmenin tekerruru olmamasi icin cozumlememizi yaptik.

Ne yazik ki bu metinde belirtilenler parti nin geleneginde olmayan ve altina imzamizi atamayacagimiz ifadelerdir. Yine de bu platformda bu metini bizlerle paylastginiz icn tesekkur ederiz.

Bu sekilde ittifaklari hangi zeminlerde saglayabilecegimizi kesfetme cabamiz devam olsun.

Saygilar

[10:15 am, 01/06/2022] ….. DKB: Herkese çok teşekkür arkadaşlar. Olumlu yönde dönüş yapan YKP ve KSP ile gerekli iletişimi sağlayıp süreci devam ettireceğiz. Herkese kolay gelsin.

[7:54 pm, 01/06/2022] …. DKB: Merhaba arkadaşlar, diğer gruptaki KSP ve YKP temsilcilerini gruba ekledim. Kendi örgütünüzden başka birisinin eklenmesini istiyorsanız ekleyelim hemen ve deklerasyonu ele almaya başlayalım

[8:05 pm, 01/06/2022] … BY: baska biri yok sanirim gardas

[8:07 pm, 01/06/2022] … DKB: Diğer grupta BKP den birisi yoktu, bugün farkettim bakınca. Metni İzzet izcan a yolladım bugün. Gördü ama dönüş yapmadı. Olur da olumlu cevap verirsa eklerik onu da.

[8:08 pm, 01/06/2022] .. DKB: KSP den arkadaşlar metinle ilgili önerileri olduğunu bekirttiydi. Yazabilirlersa nedir önerileri, herkes görüşünü koysun.

KSP Merkez komitesi KKTC ve TC arasında imzalanan 2022 İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü ile ilgil kararı:

TC-KKTC Mali protokolü, bu protokolün hedefleri KSP MK’da ele alındı. Bu protokol, başta Türkiye sermayesi olmak üzere yabancı sermayeye her türlü tavizi verip, refah vadederken, işçi ve emekçilere sefalet, boyunduruk, vatansızlık ve ilhak getirecek olan bir protokoldur. Buna karşı partimizin tavrı ve mücadele çizgisi toplantı kararlarımızın ekinde belirtilmiştir. Bu politikamızın bildirilerle, sosyal medya ve basın yoluyla halka açıklanması kararlaştırılmıştır.

1.Protokol, Kuzey Kıbrıs’a gerek vatandaşlık verilerek gerekse de alınan ekonomik önlemlerle TC’den nüfus aktarmayı daha da artırmayı ve bölgemizin demografik yapısını geri dönülmez bir şekilde değiştirerek Kıbrıslı Türkleri adanın kuzeyinde de azınlık konumuna düşürmeyi hedeflemektedir.
2.Yabancı sermayeye ve özellikle de TC sermayesine Kuzey Kıbrıs’ta her türlü avantaj sağlayarak, bir tür kapitülasyonlar yaratarak, bölgemizde iktisadi alanda tam hakimiyet kurmayı hedeflemektedir. Bunun sonucu olarak, bugüne kadar kademe kademe uygulanan sermayenin el değiştirmesi ve yerli sermayenin iflasa sürüklenerek yok edilmesi veya TC sermayesine entegre edilmesi sürecinin tamamlanması hedeflenmektedir. Yerli esnaf ve zanaatkarlar iflasa itilerek güney Kıbrıs’ta çalışmaya zorlanacaktır.
3.Yabancıların mülk edinmesinin kolaylaştırılması ile yabancı sermayedarların ve özellikle de TC sermayedarlarının Kuzey Kıbrıs emlak sektöründe de hegemonyasını güclendirmesi, sektöre tamamıyla hakim olması hedeflenmektedir.
4.Bu ekonomik paket Kıbrıslı Türkleri siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi olarak yok etmeyi hedefliyor.

  1. TC sermayesi, Kuzey Kıbrıs’ın yeraltı ve yerüstü kaynaklarına tamamıyla el koyuyor.
    6.Bu protokolde işçilerin, emekçilerin ve küçük esnafin çıkarlarını korumaya yönelik en küçük bir adım bile yoktur. Tam tersine protokol iiçi ve emekçi kesimlerin daha da sömürülmesini, örgutlülüklerinin dağıtılmasını, sendikal yapılarının ortadan kaldırılmasını hedeflemekte, küçük esnafin iflasa zorlanarak emekçilerin saflarına katılmasını hedeflemektedir.
  2. Bu protokol, sadece ekonomik değil siyasi olarak da yıkım getiriyor. İşçiler ve emekçiler haklarını korumak ve yaşamlarını iyileştirmek için mücadele vermek zorundadırlar. Bu nedenle emek mücadelesi egemenlik mücadelesi ile entegre olmak zorundadir.

1971 yılında, Lizbon’da yapılan NATO zirvesinde ABD, Britanya, TC ve Yunanistan tarafindan Kıbrıs’ta darbe, işgal ve adayı bölme kararı alındı. Bu amaçla, 20 Temmuz 1974 TBMM gizli oturumunda Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı savaş kararı alındı.
Böylelikle, TC İstirdat Planı ışığında Kıbrıs’ta taksim için adım attı. Adanın kuzeyi bu amaçla işgal edildi. Bunu yaparken, ayni zamanda bir NATO ordusu olan Turk ordusu sayesinde Kıbrıs’ta NATO’ya askeri üs ve avantajlar sağlandı.

Bir toplumun varlığı tehlikeye girerse o toplumun isyan etmesi bir haktır. Bu saldırı karşısında Kıbrıs Türk halkı siyasi alanda varoluş mücadelesini yükseltmelidir. Kıbrıslı Türklerin varlığı ve toplumsal gelişimi, ancak ulkelerinin bağımsızlığı ve ülke halkının yeniden birleştirilmesi ile mümkündür. Bu amaçla, Kıbrıs’ın emperyalist boyunduruktan kurtarılması, Kıbrıs halkının kendi ülkesine egemen olmak için mücadele etmesi şarttır.
Adamız, sadece TC tarafından değil Yunanistan, Britanya ve bunlar aracılığı ile de NATO tarafından işgal edilmiş olduğundan bunların tümüne ve Kıbrıs’taki uzantılarına karşı mücadele edilmek zorundadır. Yani mücadele anti-emperyalist olmak zorundadır.
Bu işgale karşı anti-emperyalist egemenlik mücadelesine karşı yükseltimeye çalışılan mücadelede TC işgalini gizlemeye çalışanlar, ABD ve AB’nin rolünü küçümseyenler ve adanın her iki tarafındaki yerli hakim sınıfların işbirlikçiliklerini inkar edenler vardır. Bunlar hem kendi toplumlarına hem de ada halkının tümüne karşı ihanet içindedirler.
Yapılan bu protokol ve yerel burjuvazinin buna karşı tutumu, yerel burjuvazinin emperyalist tekellere teslim olduğunu ve varlıklarını sürdürebilmek için onlara dayandıklarını gösteriyor. Yerel burjuvazinin egemenlik mücadelesi yoktur!
İşçiler ve emekçiler, ulusal kurtuluş ve egemenlik mücadelesini sınıf mücadelesi ile birleştirerek yükseltmek zorundadırlar. Bu yapılmazsa mücadele yenilgiye uğramaya mahkumdur.
Bu mücadele, sadece TC ye değil, ABD, AB, Britanya veYunanistan’ı karşısına almak, NATO güçlerine karşı yönelmek zorundadır. Kıbrıs Türk halkının ve genel olarak Kıbrıs halkının gerçekten egemen, özgür ve bağımsız olması, kendi kaderini tayin hakkını elde etmesi ancak böylesi bir mücadelenin zaferi ile elde edilebilir.
Bu amaçla tüm devrimcilerin siyasal ve örgütsel olarak bu çerçevedeki bir egemenlik mücadelesi icin güç birliği yaratması en acil görevdir.

Kıbrıs Sosyalist Partisi
Merkez Komitesi
1 Haziran 2022

[9:22 pm, 01/06/2022] ….. DKB: Ben bu yazıda bir öneri göremedim,  öneriniz varsa somut olarak yazabilirsiniz daha sağlıklı yol alırız.

[9:23 pm, 01/06/2022] ….. BY: “KSP”li abi bence de bu metin cok uzun

[9:23 pm, 01/06/2022] ….. BY: birkac cumle onerisi yapilir yola devam edilir

[9:24 pm, 01/06/2022] ….. BY: her sey bizim istedigimiz gibi olmaz ki zaten

[9:25 pm, 01/06/2022] ….. BY: birlikte is yapmanin yollarini aramaliyiz. Bu metinde kullanilan dille bizim dilimiz de farkli ancak biz oneri bile yapma ihtiyaci hissetmedik. zor zamanlardan geciyoruz.

[9:26 pm, 01/06/2022] ….. BY: eger bu kosullara ragmen hareket edemiyorsak vay halimize

[9:26 pm, 01/06/2022] ….. BY: ki her iki orgutte ayni siyasal gelenekten geliyor

[9:15 am, 02/06/2022] ….. YKP YKP: sanırım iletişimler karıştı, her örgüt buraya kendi kararlarını atarsa bir ilerleme olmaz, somut bir metin var, bu metinde ne girsin, ne çıksın konuşalım, pratikte ne yapacağımızı belirleyelim ve pratik iş ortaya çıkaralım

[9:24 am, 02/06/2022] ….. DKB: Katılıyorum

[9:25 am, 02/06/2022] … KSP: Günaydın. Görüşlerimiz gün içinde gönderilecek.

[9:32 am, 02/06/2022] ….. DKB: Arkadaşlar bu metin size bir hafta önce yollandı, bugüne kadar herkes değerlendirmesini yapıp önerisi varsa hazırlaması gerekirdi diye düşünüyorum. Daha bu metin Türkiye’deki örgütlerle paylaşılacak ve bir hafta da onlardan cevap beklenecek. Lütfen herkes hızlı şekilde, ortak paydaları dikkate alarak önerilerini yapsın. Yoksa emin olun biz kendi başımıza bir bildiri yayınlayacak olsak daha farklı bir dilde hazırlardık taslağı…

[9:18 am, 03/06/2022] ….. DKB: Deklerasyona son şeklini vermek için KSP’den görüşlerini koymasını bekliyoruz…

[9:19 am, 03/06/2022] ….. KSP:

DKB’ye Ortak Metin Taslagi Onerisi

KKTC ve TC arasında imzalanan 2022 İktisadi ve Finansal İşbirliği Protokolü, Kıbrıs’ın Kuzeyini ilhak etmeyi hedefleyen bir protokoldur!

Başta Türkiye sermayesi olmak üzere yabancı sermayeye her türlü tavizi verip, refah vadederken, işçi ve emekçilere sefalet, boyunduruk, vatansızlık ve ilhak getirecek olan bir protokoldur. Bu protokol, Kıbrıslı Türkleri siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi olarak yok etmeyi hedeflemektedir.

TC sermayesinin, Kuzey Kıbrıs’ın yeralti ve yerustu kaynaklarini tamamıyla ele geçirmesini hedeflemektedir.

Bu protokolde iscilerin, emekçilerin ve kucuk esnafin cikarlarini korumaya yonelik en kucuk bir adim bile yoktur. Tam tersine protokol isci ve emekci kesimlerin daha da sömürülmesini, orgutluluklerinin dagitilmasini, sendikal yapilarinin ortadan kaldirilmasini hedeflemekte, kucuk esnafin iflasa zorlanmasini hedeflemektedir.

Kıbrıs adası tarih boyunca Doğu Akdeniz’de sahip olduğu stratejik önemi dolayısı ile ve özellikle son yarım yüzyılda her geçen gün daha da açık bir şekilde ortaya çıkan bölgedeki yeraltı kaynakları nedeniyle, dünya üzerindeki egemen güçlerin kontrol altında tutarak kendi hegemonyalarını kurduklari bir konumdadır.

Dünya emperyalist sisteminde güç sahibi olan ülkeler ve Kıbrıs adasının bulunduğu bölgede hakimiyet kurmayı kendi çıkarına gören güçler, Kıbrıs üzerinde çeşitli yollarla etkin oldular.

1960 yılında Anglo-Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda oluşturulan Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmaları ile ülkenin bağımsızlığı NATO üyesi İngiltere, Türkiye ve Yunanistan tarafindan  ayaklar altına alınmıştir.

1971 yilinda,  Lizbon’da yapılan  NATO zirvesinde ABD, Britanya, TC ve Yunanistan Tarafindan  Kıbrıs’ta darbe , işgal ve adayi bolme karari alindi. Bu amacla, 20 Temmuz 1974 TBMM gizli oturumunda Kıbrıs Cumhuriyetine karşı savaş kararı alındı. Boylelikle TC, ‘İstirdat Planı’ isiginda Kıbrıs’ta taksim için adım attı. Adanın kuzeyi bu amaçla işgal edildi. Bunu yaparken, ayni zamanda bir NATO ordusu olan Turk ordusu sayesinde Kıbrıs’ta NATO’ya askeri us ve avantajlar saglandi.

Bir toplumun varlığı tehlikeye girerse o toplumun isyan etmesi bir haktır. Bu saldırı karşısında Kıbrıs Türk halkı siyasi alanda varoluş mücadelesini yükseltmelidir. Kıbrıslı Türklerin varligi ve toplumsal gelisimi, ancak ulkelerinin bagimsizligi ve ulke halkinin yeniden birleştirilmesi ile mümkündür. Bu amacla, Kibrisin emperyalist boyunduruktan kurtarılması, Kibris halkinin kendi ülkesine egemen olmak için mücadele etmesi şarttır.

Adamiz, sadece TC tarafından değil Yunanistan, Britanya ve bunlar aracılığı ile de NATO tarafından işgal edilmiş olduğundan bunların tümüne ve Kıbrıstaki uzantılarına karşı mücadele etmek zorundayiz. Yani bu mücadele anti-emperyalist olmak zorundadır.

Yapılan bu protokol ve yerel burjuvazinin buna karşı tutumu, yerel burjuvazinin emperyalist tekellere teslim olduğunu ve varliklarini surdurebilmek icin onlara dayandiklarini gösteriyor. Yerel burjuvazinin egemenlik mücadelesi yoktur!

İşçiler ve emekçiler ulusal kurtuluş ve egemenlik mücadelesini sınıf mücadelesi ile birleştirerek yükseltmek zorundadırlar. Bu yapılmazsa mücadele yenilgiye uğramaya mahkumdur.

Bu mucadele, sadece TC ye değil, ABD,AB, Brittanya ve Yunanistaní karsisina almak, NATO güçlerine karsi yönelmek zorundadir.Kıbrıs Türk halkının ve genel olarak Kibris halkinin gerçekten egemen, özgür ve bağımsız olmasi, kendi kaderini tayin hakkıni elde etmesi ancak boylesi bir mücadelenin zaferi ile elde edilebilir.

Bu amaçla tüm devrimcilerin siyasi ve örgütsel olarak bu çerçevedeki bir egemenlik mücadelesi icin guc birligi yaratmak en acil görevdir.

1974 sonrası Kıbrıs’ın kuzeyini işgal eden TC devletinin sömürgeci politikaları, gerici AKP-MHP iktidarı ile daha da yoğunlaşmıştir. Son olarak ortaya çıkan “protokol metni” bunun vardığı boyutu gözler önüne sermektedir.

Kıbrıs sorununu yabancı ülkelerin ve onlarin yerel isbirlikcilerinin emperyalist çıkarlarına göre değil, öncelikle Kıbrıs halklarının ve diğer bölge halklarının ortak çıkarlarını dikkate alarak çözülmelidir.

Kıbrıs üzerindeki tüm yabancı askeri üsler kapatılmalı, ASKERİ, EKONOMİK VE SİYASİ ANLAŞMALAR İPTAL EDİLMELİ, ordular geri çekilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti 20 TEMMUZ TBMM KIBRIS’A SAVAŞ KARARINI İPTAL ETMELİ VE işgali sona erdirmeli, siyasi, ekonomik, kültürel tahakkümü son bulmalıdır. Adanin güneyinde AB ve Yunanistana bagimlilik sona ermelidir!

Kıbrıs halklarının ve başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere diğer bölge halklarının çıkarları ortaktır, Ülke ve bölge halklarının birliğinden ve dayanışmasından korkan ve halk düşmanı çıkarlarını sürdürmeye çalışan gerici iktidarlar ortak dusmanlarimizdir!

Bunlar, Kıbrıs ve diğer bölge halklarını karşı karşıya getirmeye, kendi gerici düzenlerini korumaya çalışmaktadırlar.

Kendi ülkemizdeki gerici iktidarlara karşı mücadele eden ve halkların kendi kendini yönettiği, demokratik bir düzen için mücadele eden bizler bu gerici planlara,  KIBRIS’IN İLHAK PLANINA  birlikte karşı duracağız. Gerici iktidarların kirli oyunlarına karşı bölge halklarının ortak mücadelesini kuracak ve halklar arası dayanışma ve birliğe dayalı yeni bir düzen yaratacağız.

Yaşasın Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve diğer bölge ülke halklarının birliği, kardeşliği, ortak mücadelesi!

Kahrolsun halkların düşmanı gerici iktidarlar!…

[1:41 pm, 03/06/2022] ….. DKB:

iki gün önce KSP MK değerlendirmesi ve kararı olarak yolladığınız ve kamuoyu ile de paylaştığınız metinden direk bölümler eklenmesini öneriyorsunuz anladığım kadarı ile. Öncelikle bu ortak bir metindir, ortak bir metinde bir örgütün mk kararlarından bölümler yer almasını önermek pek da anlaşılır değil açıkcası. Ve bu metin kısa ve öz olacak şekilde, amacı diğer ülkelerdeki örgütlerin de katarak ortak bir ses verilmesini sağlamak olan bir anlayışla hazırlandı. Bu kadar uzun ve detaya inen bir metinde uzlaşmak, uzlaşıldıktan sonra da birileri tarafından okunmasını beklemek pek da gerçekçi görünmüyor. Eğer YKP de olumlu yaklaşırsa büyük harflerle önerilen iki noktanın eklenmesi bizim için uygundur:

1. Kıbrıs üzerindeki tüm yabancı askeri üsler kapatılmalı, ASKERİ, EKONOMİK VE SİYASİ ANLAŞMALAR İPTAL EDİLMELİ, ordular geri çekilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti 20 TEMMUZ TBMM KIBRIS’A SAVAŞ KARARINI İPTAL ETMELİ VE işgali sona erdirmeli, siyasi, ekonomik, kültürel tahakkümü son bulmalıdır. ( bu paragrafa önerilen “Adanin güneyinde AB ve Yunanistana bagimlilik sona ermelidir!” kısmında ortaklaşılması pek mümkün değildir sanırım. Bu bildiride AB’den çıkılmasını talep etmek bizim için öncelikli değildir, eğer YKP de buna olumlu yaklaşırsa elbette eklenebilir.)

2. endi ülkemizdeki gerici iktidarlara karşı mücadele eden ve halkların kendi kendini yönettiği, demokratik bir düzen için mücadele eden bizler bu gerici planlara,  KIBRIS’IN İLHAK PLANINA  birlikte karşı duracağız.

Bu iki ekleme dışındaki KSP mk değerlendirmesinden alıntılanan uzun paragrafların eklenmesi ise gereksizdir ve uygun değildir.…

[2:19 pm, 03/06/2022] ….. YKP YKP: İlk kısım tamam ancak ikinci kısım eksik kalır, bu basit bir ilhak hamlesi değil, dönüştürüp, değiştirip ilhak sürecini geliştiriyorlar, birçok açıdan vilayetleşme tamamlandı… Daha iyi formüle edilirse dert yok, parti değil ama ben yazılarımda “Hatay 2.0” bu nedenle kullanırım, bu istirdat projesinin devamıdır, tek başına bu ilhak planı demek eksik kalır

[4:40 pm, 03/06/2022] ….. KSP: Değerli arkadaşlar,

Kıbrıs Sosyalist Partisi 2022 TC-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü’nü değerlendirip sonuçlar çıkarmış ve bunu kamuoyu ile paylaşmıştır. Size de MK kararı gönderilmiştir.

DKB’nin taslak önerisinde bu protokole ciddi anlamda eğinilmemiş olduğundan KSP MK kararındaki değerlendirme bu nedenle eklenmiştir.

Birinci olarak, Kıbrıs Sosyalist Partisi bu protokolün  ekonomik ve mali bir protokol olmaktan çok siyasal bir hedef için hazırlanmış olduğu sonucuna varmıştır: İLHAK.

Mali ve iktisadi konular da buna hizmet için ele alınmıştır.         

İkincisi, işgale karşı açık ve net bir tavır sergilenmeden, ilhaka karşı mücadele yürütmek mümkün değildir. İlhaka karşı mücadele, hele de birlikte mücadele siyasal tutarlı bir duruş gerektirir. Ba…

[2:54 pm, 04/06/2022] ….. DKB: Birinci olarak, metinde “1974 sonrası Kıbrıs’ın kuzeyini işgal eden TC devletinin sömürgeci politikaları, gerici AKP-MHP iktidarı ile daha da yoğunlaşmış ve ilhak noktasına varmış durumdadır. Son olarak ortaya çıkan “protokol metni” bunun vardığı boyutu gözler önüne sermektedir.” denilerek, bu protokolün  ekonomik ve mali bir protokol olmaktan çok siyasal bir hedef için hazırlanmış olduğu ve İLHAK anlamı taşıdığı açıkça belirtilmektedir.

İkincisi, “Kıbrıs üzerindeki tüm yabancı askeri üsler kapatılmalı, ordular geri çekilmelidir. Adanın güneyindeki Yunanistan etkisi dağıtılmalı, kuzeyindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin işgali sona erdirilmeli, siyasi, ekonomik, kültürel tahakkümü son bulmalıdır.” denilerek ve buna KSP önerisinde olduğu gibi “ASKERİ, EKONOMİK VE SİYASİ ANLAŞMALAR İPTAL EDİLMELİ, … 20 TEMMUZ TBMM KIBRIS’A SAVAŞ KARARINI İPTAL ETMELİ VE” vurguları eklenerek işgale karşı açık ve net bir tavır sergilenmekte, ilhaka karşı siyasal tutarlı bir duruş alınmaktadır.

Üçüncüsü, Kıbrıs’ta ekonomik mücadele ile siyasal mücadele, yani emeğin sermayeye karşı mücadelesi ile, ulusun/toplumun/halkın demokrasi ve egemenlik mücadelesinin ayrı mücadeleler olduğunu ima eden herhengi bir ifade yoktur. Tersine “Kıbrıs halklarının ve başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere diğer bölge halklarının çıkarları ortaktır, onları ezen, sömüren ve bir birine düşmanlaştırmaya çalışan halk karşıtı iktidarlar ise ortak düşmanlarıdır.” denilmekte ve bu mücadelenin enternasyonal boyutuna vurgu yapılmaktadır.

Dördüncüsü, “… 1974 yılında NATO planlarına bağlı şekilde önce faşist Yunan darbesi ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin adanın kuzeyini işgali ile birlikte kısmi de olsa var olan bağımsızlığı tamamen ortadan kaldırılıp, kana bulanmış ve bölünmüştür.” denilerek Kıbrıs sorununun NATO’cu emperyalist odaklar tarafından yaratılmış ve sürdürülmekte olan bir sorun olduğu zaten ifade edilmektedir.

Çözüm konusunda her siyasal yapının farklı yaklaşımları vardır. Çözüm konusunda ortak bir yaklaşım yokken, bunu metne koymaya çalışmak ortaklaşmayı imkansızlaştırmak ve dolayısı ile bu ortak deklerasyonun dinamitlenmesi sonucunu doğuracaktır.

Yoksa dediğim gibi DKB’nin kendi başına yayınlayacağı bildiri bu metinden çok daha farklı olurdu. Ancak burada amaç herkesin farkında olduğu gibi içinden geçilmekte olan bu kritik süreçte ortak paydalarda bir ses vermektir. Ortak paydalar dışındaki noktalarda her örgüt kendi çizgisinde propaganda ve ajitasyon serbesiyetliğine sahiptir ve bunu yapabilir, tıpkı DKB’nin yaptığı gibi.

Beşincisi bu metinde bir emperyalist bloka karşı başka bir emperyalist bloka sırtımızı dayayarak mücadele verilmesini savunan bir anlayış ya da ima yoktur.

Tüm bunlar dikkate alındığında KSP’nin hassasiyet gösterdiği bu dört noktada ortaklaşılabilecek çerçeve zaten metinde vardır.

 Ortaklaşılamayacak noktaları öne çıkarmak ise yol almayı engelleyecektir.

Son olarak yazılı  ortak bir metinde uzlaşılması için bu iletişim hattı yeterlidir.

Bu metinde ortaklaşılması durumunda ikinci adımda bu ortaklaşmayı pratik eylemselliğe geçirme konusunda da anlaşılırsa, o zaman bir toplantı yapılması anlamlı olabilir. Bir toplantı yapmak bu aşamada gerekli değildir.

KSP ortak paydalarda hazırlanan bu metne imza koyup koymayacağı ile ilgili somut bir karar alırsa biz de ona göre yol alalım artık.

[5:10 pm, 05/06/2022] ….. KSP: Değerli Arkadaşlar.

KSP olarak biz görüşlerimizi koyduk. Sizin önerdiğiniz şekildeki tartışmalarda yokuz, gerek rejimin kendisine, gerekse her türlü faşizan baskıya karşı, adamızın ve halkımızın birleşmesi, özgürlüğü ve barış yolunda yürütülecek her türlü eyleme katılıp destek vereceğiz. Ama bunu eylemde birlik ajitasyon ve propagandada özgürlük ilkesi çerçevesinde ve anti emperyalist içeriğe sahip olmayan tüm yaklaşımlarla tavizsiz bir mücadele içinde yapacağız.

Bilgilerinize…

[5:24 pm, 05/06/2022] ….. DKB: anladığım kadarı ile KSP bu metne imza koymuyor, doğru mudur? Öyleyse YKP ile DKB metni kendi arasında ele alıp sonlandırsın…

[11:50 am, 06/06/2022] ….. YKP YKP: bizim bir sıkıntımız yok ama ne kadar etkili olabilecek emin değilim, denemesinde itirazımız yok @….. BY üstünden geçsin, onunla konuşup nihayete erdirilebilir

[11:34 pm, 06/06/2022] ….. YKP: tarihi unutuydum, 2009’da HAziran’da benzer bir işi YKP olarak yaptıydık 😀

[11:34 pm, 06/06/2022] ….. YKP: https://www.facebook.com/media/set?vanity=kanatli.murat&set=a.107633770849

[11:35 pm, 06/06/2022] ….. YKP: “YKP 5-7 Haziran tarihlerinde Sosyalist Parti, DTP, ÖDP, EMEP, SDP ile İstanbul’da bir araya geldi. Görüşmelerde Kıbrıs sorunu, işgal ve demografik yapının değiştirilmesi konusunda ortak iş ve güç birlikleri konularını ileriye taşınması konuşuldu. Bu arada YKP tarafından toplantılarda, 1974 sonrası Türkiye’nin işgali ile ortaya çıkan de-fakto durumun ortadan kaldırılması için daha fazla duyarlı olunması ve ilgili örgütlerin taraf olmaları çağrısı da yapıldı. YKP’den bir grup ayrıca Yeşiller Partisini ziyaret ederek, tanışma ve görüş alışverişi temelinde bir toplantı yaptı. İstanbul’da YKP heyeti ayrıca DİSK’le de görüştü, DİSK’e bağlı kapatılan EMEKLİ-SEN’in Taksim Parkındaki oturma eylemine dayanışma ziyaretinde bulunuldu. ” 😊 Aziz Şah paylaşınca hatırladık 🙂

[9:08 am, 07/06/2022] ….. YKP: yardımcı olacaksa dille ilgili 2 ortak açıklamayı da gönderiyorum, bu 2009’da YKP, DTP, ÖDP, Sosyalist Parti ortak açıklaması

… DKB Removed you


Bu yazıyı paylaş

admin

Bunu da okuyabilirsiniz x