Kapitalist emperyalist dünya 2008 yılından beridir içine düşmüş olduğu ekonomik krizden çıkamamaktadır. Alınan tüm önlemler, Ortadoğu’da vs. sürdürdükleri kirli savaşlar dahil, krizi çözememektedirler. Bu süreç içerisinde değişik ülkelerde ve bölgelerde, farklı biçimlerde ve farklı boyutlarda ekonomik krizler patlak vermekte ve süregelmektedir. Emperyalist sistemin bir parçası olan TC’de kriz etkilerini giderek derinleşerek göstermektedir. Kapitalizmin küresel genel krizinin ötesinde, TC’deki tamamen emperyalizme bağımlı kapitalist ekonomik düzenden kaynaklı bozuk, çarpık ve yozlaşmış yapıdan kaynaklı krizler de eklenince, krizin boyutları Türkiye halkının kaldıramayacağı seviyeye ulaşmıştır.
TC bugün üretiminden fazla tüketmektedir, ihracatından fazlasını ithal etmektedir. TC’nin dış ticaret açığı 2017 yılı sonu itibarı ile $ 77 milyardır. TC’nin cari açığı GSYH’nın %6’sına denk gelmektedir. TC egemenleri bu açıklarını kapatmak için, doların düşük faizlerini nimet bilip sürekli dış borç almışlardır. Borçlarını ve açıklarını borçlanarak ve aynı zamanda da halkın malı olan kurumları ve arazileri emperyalist sermayeye peşkeş çekerek kapatmaya çalışmışlardır. Alınan dış kredilerin bir kısmı da rejimin destekçisi sermaye kesimlerine dağıtılmıştır. Alınan bu kredilerin en ufak bir kısmı bile üretime gitmediği için, bu kredileri karşılayacak her hangi bir artı değer üretilmemiş, borçlar ödenememiş, katlanarak büyümüş ve bugün itibarı ile $466 milyara dayanmıştır. Bu rakam TC’nin GSYH’sının %63’üne eşittir. ABD dolarının faizlerinin artması ile de bu borçların ödenmesi imkânsız hale gelmiştir. Yıllık enflasyon ise bugün itibarı ile %20’ye ulaşmıştır. Yani TC ekonomisi iflasın eşiğindedir. Bu krizin geleceğini burjuva ekonomistler geçen yılsonu ile birlikte ifade etmekteydiler. Bu nedenden dolayıdır ki AKP ve Erdoğan rejimi genel seçimleri öne almıştır.
Bu kriz hiç şüphesiz her zaman olduğu gibi Türkiye’nin emekçi kalkının sırtına yıkılmaktadır. TC rejimi temsilcileri başta Erdoğan olmak üzere bu gerçeği örtmek için krizin nedenlerini papazlar, imamlar, Trump tweetleri gibi bilim dışı saçmalıklara indirgeyerek dinci-milliyetçi retoriğe başvurmaktadırlar.
KIBRIS’IN KUZEYİNDE DURUM
TC’nin bir sömürgesi olan kuzey Kıbrıs’ta halk bu krizde kat kat daha fazla etkilenmiştir. Sömürge rejimi yıllar içerisinde bütün üretimin kökünü kazımıştır. Ekonomisi tamamen TC’ye bağımlı hale getirilerek sömürü katmerleşmiştir. TC kendi enflasyonist parasını empoze ederek sadece, 44 yıldan beridir süregelen devalüasyonlarla bile, Kıbrıs emekçi halkını iliklerine kadar sömürmüştür. Kuzey Kıbrıs’ta her şeyi ithalata dayanan asalak bir ekonomik yapı yaratıldığı için de, TC’den ithal edilen ürünler dâhil, tüm ürünlerin bedeli yabancı para birimleri ile hesaplanmaktadır. Geliri her gün değer yitiren TL, harcaması ise döviz olan Kıbrıslıtürk halkın bu yükü kaldırması mümkün değildir.
Bu düzenin sorumluları 44 yıldan beridir sömürgeci TC’ye kayıtsız şartsız biat eden, sömürge rejimini sürdürmek için her koşulda sömürgeciyle işbirliği yapan, ülke kaynaklarını karşılıksız olarak TC sermayesine peşkeş çeken ve çekmekte olan Kuzey Kıbrıs’ın kukla ve uşak yöneticileridir. Halen sürmekte olan ve halkımıza çok büyük darbe vuran bu ekonomik kriz karşısında, Kıbrıslıtürk halkı koruyucu her hangi bir tedbir almaya muktedir olmayan ve acizlik içerisinde TC rejiminin dayatması ve talepleri dışında hiçbir politikası ve öngörüsü olamayan bu rejim uşaklarının konumunun siyasi literatürdeki adı halk düşmanlığıdır.
Kıbrıs Sosyalist Partisi halkımızı bu krizlerden ve kapitalist emperyalist sömürüden kurtulmak için bu halk düşmanı işbirlikçilerine, TC sömürgeciliğine ve ülkemizdeki emperyalist kuşatmaya karşı anti-emperyalist mücadeleye çağırmaktadır. Palyatif önlemlerle yapısal bozukluklar ve her türlü yozlaşmanın içinde olan bu sömürge rejimin düzelmesi mümkün değildir. Kurtuluş halkın kendi egemenliği ve bağımsızlığının ifadesi olan anti-emperyalist halk cephesi hükümetinin kurulmasındadır. Geliniz hep birlikte bu mücadeleyi örgütleyerek verelim.
Kıbrıs Sosyalist Partisi
Merkez Komitesi