TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkemizi ziyaret ediyor

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkemizi ziyaret ediyor
Bu yazıyı paylaş

İttifaklar konusunda Komünizmin tüm dünya sınıf mücadelesi tarihinden derlediği şu prensibi Türkler ve TC örneği üzerinden de doğrulamıştır: Burjuvazi güvenilemez bir müttefiktir. Onlarla ittifak geçicidir. Burjuvazi proletarya ile birlikte doğar ve sürekli proletaryanın kendisini devirmesinden korkar. Bu nedenle burjuvalar ‘kendi’ işçilerini (ve köylülerini) sömürme özgürlükleri için proletarya iktidarı tehdidi karşısında milli bağımsızlığı yabancı emperyalistlere satar, ve demokratik ve bireysel özgürlükleri yok eder. Bugün gelinen aşamada milli özgürlüğün kazanılması için milli burjuvazinin proletarya önderliğinde devrilmesi zorunludur, çünkü bu aşamada burjuvazi milli ihanet ve demokrasi ve barış düşmanı siyasete başvurmak ‘zorundadır’! Vatan hainidir! Millete düşmandır. Milli düşmandır.

Bu olgular İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki TC açısından ve Türk burjuvazisi açısından artık herkese malum hale gelmiştir. ABD hegemonyası ve diktası ekonomik, askeri ve diplomasi alanında kabul edilmiştir. TC ekonomisi tamamıyla ABD ve müttefikleri ‘büyük güçlerin’ hegemonyasındadır. TC askeri gücü NATO emrindedir. TC toprakları NATO üsleriyle doludur. Bu durum o kadar aşağılık bir konuma yol açmıştır ki, daha 1920’lerde kendisi kurtuluş savaşı vermiş bir ulus, Türk ulusu, Kore’de kurtuluş savaşı vermekte olan Kore ulusunun zaferine katkı değil yenilgisine katkı yapmak ve onları ABD kölesi kılmak için Kore ulusuna karşı savaşmak üzere Kore’ye ABD komutası altında savaşmak üzere asker göndermiştir. Türk bağımsızlığı için elinden geleni yapan SSCB ve müttefiklerinden Kore’nin bağımsızlığını önlemek için asker gönderilmiştir. SSCB’ye karşı ABD-NATO hegemonyasında her türlü faaliyet yürütülmüş, SSCB’nin yenilmesi ve yıkılması, SSCB’inde kapitalizmin restorasyonu için emperyalizme her türlü katkı yapılmıştır.

1920’lerde Kurtuluş Savaşı veren Türk burjuvazisi İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki TC ve Türk burjuvazisi olarak Türkiye’yi ve Türkiye’deki Türkleri yabancı emperyalistlere satmakla kalmamıştır. Onlar Türklük adına tüm dünyadaki Türklerin cellâtlarının planlarını hayata geçirmiş ve tüm Dünya Türklerini mahvetmişlerdir. Eskiden SSCB çatısı altında yaşayan Türkî cumhuriyetlerdeki Türkler bugün açlıktan ve soğuktan kırılmaktadır. Onlar arasında Ortaçağ fikirlerine geri dönen kesimler oluşturulup, bu kesimler silahlandırılıp Türkî cumhuriyetlerdeki Türkler iç savaşlarda kırdırmaktadır. İşler Çin’deki bir avuç Uygur Türklerini bir milyarlık Çin halkıyla savaşa tutturmaya ve böylece Uygur Türklerinin de katline zemin hazırlanmasına kadar ilerletilmiştir. Tüm bunlar ABD hegemonyasında ve ABD planlarına uygun olarak yürütülen faaliyetlerdir ve tamamıyla Türklerin zararına olmuştur ve olmaktadır.

Aynı durum Kıbrıslı Türklere de yaşatılmıştır. İngiliz emperyalizminin Kıbrıs’ta ki sömürgeciliğine karşı 1950lerin ilk çeyreğine kadar AKEL önderliğinde ve İngiliz Komünistleri ve işçilerinin desteğiyle Kıbrıs’ın tüm halkı tarafından yürütülen ve zafere doğru ilerleyen barışçıl mücadele NATO’cu Yunanistan’ın ve Türkiye’nin devreye girmesiyle Rum Türk, Hristiyan Müslüman savaşına dönüştürülmüş, İngilizlerin (NATO’nun) adadaki hâkimiyeti garanti altına alınırken Kıbrıslı Türkler bir yığın katliamlara maruz kalmış, göçe zorlanmış ve yok olmanın eşiğine getirilmiştir. Tüm bunlar ABD hegemonyasında ve ABD planlarına uygun olarak yürütülen faaliyetlerdir ve tamamıyla Türklerin zararına olmuştur ve olmaktadır.

Varılan yerde 1920’lerin emperyalizmden kurtuluş savaşı vermiş olan Türk burjuvazisi, bugün ABD hegeonyası ve diktası altında hem Türkiye’deki hem de Dünyanın dört bir yanındaki Türklerin başındaki bela haline gelmiştir. Türkler açısından bakıldığında, tıpkı bir Doğu Ermenistan partisi olarak İngiliz emperyalizminin çıkarları ve planları çerçevesinde Batı Ermenistan’daki Ermenilerin katli için zemin hazırlamaktan başka bir şey becerememiş ve giderek Doğu Ermenistan’daki Ermenileri de İngiliz ve hatta Türk ordularına katlettirmek için çağırı yapmış Taşnak partisine benzemektedirler. Türkiye’deki ve bugünkü Türk burjuvazine ve onun bütün partilerine Dünya Türklerinin Taşnakları dersek doğru bir sonuca varmış oluruz!

İşte bugünlerde ülkemizi ziyaret etmeye gelecek olan TC Cumhurbaşkanı RT Erdoğan böyle bir TC’nin ve böyle bir Türk Burjuvazisinin temsilcisi ve onların cumhurbaşkanıdır.

Kahrolsun barbarlık!

Yaşasın Komünizm!

Kıbrıs Sosyalist Partisi

Merkez Komitesi

10 Temmuz 2018


Bu yazıyı paylaş

Kıbrıs Sosyalist Partisi

İLGİLİ PAYLAŞIMLAR

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *




Enter Captcha Here :

Bunu da okuyabilirsiniz x